Güneş Yanığı Ve Lekesi

Blog

Güneş Yanığı ve Lekesi

Tatilin can sıkan misafirleri tabi ki yanık ve lekelerden bahsediyoruz. Tatil dendi mi akla ilk gelen şeylerden biri güneştir; o iç ısıtan, teni bronzlaştıran, fotoğraflara filtre gibi süzülen yaz güneşi ama işin doğrusu şu ki, güneşle aramızdaki ilişki biraz karmaşık. Onu seviyoruz, istiyoruz, dört gözle bekliyoruz ama bazen fazla yakınlaştığımızda, bize küçük ama etkili cezalar kesiyor. Güneş yanığı ve lekesi, işte bu cezaların başında geliyor. Üstelik çoğu zaman o güzelim tatilin hatırasını değil, acısını taşımamıza sebep oluyorlar. Güneş yanığı, hepimizin bildiği gibi cildin UV ışınlarına karşı verdiği savunmasız tepkilerden biri. Ama yanık deyip geçmemek gerek. Çünkü bu sadece kızarıklık, soyulma ya da acıdan ibaret değil, aynı zamanda cildin yaşlanmasını hızlandıran, hassasiyetini artıran ve lekelenmeye zemin hazırlayan ciddi bir süreç. Özellikle yaz tatillerinde, sahilde geçirilen uzun saatler ya da havuz başında uyuya kalınan o keyifli öğle sonraları, bu yanıkların en sık görüldüğü zamanlar arasında yer alıyor. O anlarda güneşin tadı ne kadar güzelse, akşamına cildin verdiği tepki bir o kadar sert olabiliyor.

Güneş Lekesi

Peki ya güneş lekesi, o daha sinsice ilerliyor, ilk anda fark edilmiyor ama zamanla kendini belli eden, özellikle yüz bölgesinde yoğunlaşan, tenin renginden farklı koyu tonlarda beliren ve geçmesi çok da kolay olmayan izler bırakıyor. Güneş lekesi, çoğunlukla güneşe maruz kalınan dönemlerde ortaya çıkıyor ve en kötüsü, bu lekelerin çoğu zaman kalıcı hale gelmesi. Özellikle cilt yapısı hassas olanlarda, doğum kontrol hapı kullananlarda, hamilelik dönemindeki hormon değişikliklerinde ya da genetik yatkınlığı olanlarda çok daha yaygın. Gelelim bu durumdan nasıl korunabileceğimize, elbette en temel önlem güneş kremi kullanmaktır. Ama burada da dikkat edilmesi gereken bazı ayrıntılar var. Öncelikle SPF değeri en az 30, tercihen 50 olan, UVA ve UVB filtreleri içeren bir krem tercih edilmelidir. Sadece plaja giderken değil, dışarıda geçirilecek her an için güneş koruyucu kullanılmalıdır. Çünkü güneş sadece öğle saatlerinde değil, sabah erken saatlerde ve akşamüstü yumuşak ışıklarıyla da cilde etki ediyor. Ayrıca güneş kremini bir kere sürüp bütün günü onun korumasında sanmak büyük bir hata, terleme, yüzme ya da havlu kullanımı sonrası koruma etkisi azalıyor, bu sebeple iki saatte bir tazelemek şart. Korunma sadece güneş kremiyle sınırlı değildir, geniş kenarlı şapkalar, UV korumalı güneş gözlükleri, ince ama uzun kollu keten gömlekler ve açık renkli kıyafetler, doğrudan güneşle teması azaltmak açısından etkili çözümler. Özellikle öğlen 11:00 ile 16:00 arası, mümkünse gölgede kalmakta fayda var. Deniz kenarındaysanız, şemsiye altında dahi güneşin yansımaları nedeniyle yanabileceğinizi unutmayın. Bir başka öneri de, mümkün olduğunca su içmek. Çünkü cilt sadece dıştan değil, içten de nemini korumalı ki bariyer görevi tam anlamıyla yerine gelsin.

Güneş Yanığından Nasıl Korunuruz

Peki ya iş işten geçtiyse, yani yanık ya da leke çoktan oluştuysa ne yapacağız. Öncelikle panik yapmadan, doğru adımları atmak önemli. Yanıklar için aloe vera bazlı ürünler, cildi yatıştıran losyonlar ya da doğal yoğurt gibi serinletici alternatifler kullanılabilir, ancak bu ürünler cilde sürülmeden önce test edilmeli, hassasiyeti artırmamak için içeriği sade olan ürünler tercih edilmelidir. Cildi ovuşturmak, sıcak suyla duş almak ya da bronzlaşmayı uzatmak adına soyulan deriyi zorla temizlemek, iyileşme sürecini uzatabilir. Leke oluşmuşsa, tatil sonrası mutlaka bir dermatoloğa görünmek gerekebilir. Bazı lekeler için hafif peeling’ler, C vitamini içerikli serumlar ya da medikal cilt bakımları önerilir ama asla kendi başınıza, rastgele ürünlerle müdahale etmeyin. Bizim kişisel tecrübemiz, her tatilin ilk günlerinde yaşanan bronzlaşma heyecanının aslında en tehlikeli dönem olduğunu gösteriyor. O ilk güneşte hızlıca esmerleşmeye çalışmak, çoğu zaman en kalıcı yanıklara sebep oluyor, oysa bronzluk bir anda değil, zamana yayarak sağlıklı bir şekilde elde edildiğinde hem daha doğal hem de daha uzun ömürlü oluyor. Aceleye getirilmiş bir renk tonu, beraberinde soyulmayı, kuruluğu ve bazen de o geçmek bilmeyen lekeleri getiriyor. Yaz tatillerinde doğru giysi seçimi de bu sürecin bir parçasıdır mutlaka, cildi doğrudan güneşe maruz bırakmayan, nefes alabilen, hafif ve koruyucu giysiler tercih edilmeli. Kumaş olarak keten ve pamuk hala en çok tercih edilmesi gerekenler arasındadır, plaj sonrası akşam yürüyüşlerinde omuzları koruyacak bir pareo ya da hafif bir gömlek kurtarıcı olabilir. Bu yüzden de, tatilde ne giyilir sorusu sadece estetik değil, aynı zamanda cilt sağlığı açısından da önemli bir hale geliyor. Tatilin sonunda geriye kalan şey sadece fotoğraflar olmasın, cildiniz de bu deneyimin bir parçası oılsun. Onu koruyarak, tatilin keyfini uzun vadede yaşamak sizin elinizde.
 

İlginizi Çekebilecek Diğer Blog İçeriklerimiz

logo